18 Ağustos 2014 Pazartesi

Pşşşş.. Ben senin bilinçaltınım. Beni oku !

      Adamın biri dünyanın resmini yapmaya karar verir.Yıllar geçtikçe bir boşluğu kentlerin,krallıkların, dağların, körfezlerin, gemilerin, adaların, aletlerin, yıldızların, atların ve insanların resimleriyle doldurur. Ölmesinden kısa bir süre önce labirentin sebatkar çizgilerinin kendi yüzünün imgesini takip ettiğini keşfeder.
    Hiç tanımadığınız biri size çıkıp dese ki, '5 yaşında en çok sevdiğin oyuncak arabayı babanın sana doğum gününde aldığındaki mutluluğun aslında yapay bir anı' diye. İçinde bulunduğunuz şüphelerin artışını hissedebiliyorum. Tam olarak o hissin içerisinden yazıyorum. Leonard Mlodinow tarafından yazılan 'SUBLİMİNAL' adlı kitabın tam olarak 75. sayfasından itibaren 'hatırlamak ve Unutmak' bölümünde yapılan deneyleri hayretler içerisinde okudum. Araştırmacı, Psikolojik bazda çokça sayıda yapılan insan deneylerinin sentez halidir bu kitap. Bilinçaltının aslında basite alınmaması gerektiği, insanları yönlendirme de bilinçaltının kullanılabileceğini farkettim. Birazcık dikkatli olunca çevremizde her şeyden devamlı mesajlar aldığımızı farkedebiliriz. İşte bilincimiz sadece gerekli olanları algılar, olaylar bilinçaltında kalmaya başlar.
Fransız şarkısı çalan bir markette Alman şarabı değil, Fransız şarabı almanızın sebebini bilinçli olarak açıklayabilir misiniz? Ben söyleyeyim tabiki de hayır. Peki şu anda güncel bir olayı yazmanızı istesek 5 yıl sonra aynı olayı aynı detaylarla açıklayabilir misini? hayır. Anılarınız sürekli değişmektedir. Şu an bana inanmıyor olabilirsiniz ama kitap gerçek anlamda fazlaca etkileyici.Sizler insan hafızasının olağan üstü bir kapasiteye sahip olduğunu da düşünmektesiniz değil mi? Fiziksel acı ve ruhsal acıyı çeken beyindeki lobumuzun aynı yer olduğunu öğrenince de şaşırmamanız gerekmektedir. Beden dilinizi bilinçli bir şekilde mi kullandığınızı düşünüyorsunuz?Bu kadar çok yüz ifadesini her hangi-bir bilinç analiz, yapmadan tanıyor olmamız sizce de merak uyandıran bir durum değil midir? Görsel egemenlik oranını hiç duymuş muydunuz? Kadınların kalın sesli erkekleri daha güvenilir, erkeklerin kalın sesli kadınları itici bulması, hiç bir şekilde birbirini tanımayan iki insanda böylesine duygular nasıl oluşmaktadır, bu merak uyandırıcı değil midir?duygularınızla ilgili bir açıklama yaparken aslında tam dürüst olmadan fikirlerinizin kültürel normlara girdiği gerçeği gözardı edilebilir mi?
      İşte bu sorular sizde yoğun merak duygusu uyandırıyorsa ve anılarınızdan şüphe etmeye başladıysanız, hemen kitabın kapağını kaldırıp okumaya başlamalısınız.

Gizli Özne

Güzün gelmesiyle sararmıştı her yer. Üzerine giydiği ince ceket yüzünden metrobüs durağında derinden üşüdüğünü hissetti, müziğe dalmıştı k...