24 Mart 2015 Salı

Hayat Hayat Zaman





Vakit varken tomurcukları topla . Zaman hala uçup gidiyor ve bugün gülümseyen bu çiçek yarın ölüyor olabilir. (https://www.youtube.com/watch?v=jdSq9UMDTKs&list=RDNwHOW51b5uk&index=4)


          Akrebin yelkovanı takip ettiği birimdir aslında zaman. Bazen bize yetmeyen bazen geçmeyen anları barındırır. Bazen bir ana bir çok şey sığdırırız da bir şeye bir anı sığdıramayız. Saatler saatleri takip eder, biz o anları kimi zaman farketmeyiz bile, zaman su gibi akıp geçiyor deriz de o su nereye gidiyor bakmayız, hatta bu durumu önemsemeyiz bile. Ayağımızın altındaki kumlarla çamur olup sağlanıp kalmış mıyız, yoksa o suyla kocaman bir okyanusa mı sahip olmuşuz? Bunu anlamak zor değildir ama hayatımızda durup düşünmeye vakit ayırmayız. Vaktimizi hunharca her şeye ayırırız, kendimiz hariç.
Tınısı işitilen bir müzik gibi ritmine uyuveririz hayatın. Onu zamanla denk tutabiliriz aslında. Hem vakit nakitmiş eski bakkal defterlerinde. Ne kadar değerliymiş bizim önemsemediğimiz. Sonra aynaya bakar saçlarımızdaki akları sayar yılları düşünürüz. bir noktaya dalarız, Burası bir manzara, bir evin arka bahçesi, top oynayan çocuğun saçının dağınıklılığı, el ele tutuşan çiftin ellerine, ağlayan bir kadının yüzü olabilir. Neresi olduğunun önemi yoktur o an. Zaman trenine binmişsinizidir bile. Bu durum bazen canınızı acıtabilir bazen mutlu edebilir sizi. Buda o zamanlardan biridir aslında. Sizde uyandırdığı hissin olumluluğu geçen zamanın miktarıyla doğru orantılıdır. Anılar akar gözünüzün önünden. eski acı veren şeylere karşı bir şey hissetmediğinizi farkedersiniz. hatta yoklarsınız içinizi bulamazsınız bile.  'ZAMAN' desiniz adına. ne de güzel sarmış yaralarımı dersiniz. Burada da iyileştirici rolü başka bir şeye yükler, sorumluluklarınızdan sıyrılırsınız. O zaman diliminde verdiğiniz tüm uğraşların bir anlamı yoktur yada vermedikleriniz. Belkide günün birinde ruhunuz derinden yara aldığında zaman basmışsınızdır. Sadece zaman yetmemiştir kan kaybınıza. Ama yine de bir umut demişssiniz beklemişisinizdir. Yorulmuş, bıkmış, tükenmek üzere olmuşsunuzdur. Eeee nerede o zaman tedavi edici zaman. Birbirini takip eden ardışık sayılar dizinin bir ekrandan yansıtılmasına yüklenen anlamlar ve görülmeyen yüzlerle birlikte geçer yıllarınız. Umutlar, beklentiler, su gibi geçemn hayatlar. güzel dersler verir bize. Hunharca harcadığımız ama sonrasında bize bir türlü yetemeyn bir haftanın yedi günü. yine suç zamandadır hızlı geçiyordur. Yönetemiyoruz değil.
 Ayna karşısında görmek istediklerimiz değil, var olanla yüzleşmediğimiz sürece çarpık kentleşme gibi zihnimize yerleştirdiğimiz kalıplar ruhumuzda derin izler bırakan olayların olmasını kolaylaştıracaktır. Usulca ellerinize bakın, zamanı nasıl kullanmanız gerektiğinin sırrını bulmak üzeresiniz.
 





4 Mart 2015 Çarşamba

Bitmemiş Gibi





       Yarayla alay eder yaralanmamış olan
      Bak nasılda sararıp soluvermiş Tanrıça kederden




beni anlamıyorsunuz. anlatmıyorsunuz evet evet beni anlamıyorsunuz !! aa bir dakika bir dakika gitmez misiniz? bir dakika. galiba anlamayın siz değil, ben sizi kendime uydurmaya çalışıyorum. oradan bakınca ne gibi görünüyorum ama buradan bakınca paramparçalıktan öte bir şey göremiyorum. evet güzel tespit, paramparça, parçalı bulutlu. bunun gibi bir sürü sıfat ekleyin adımı zikrederken. lütfen ama lütfen beni, beni böyle tanımayınız. ben ki ben olan ben çok naiftim ama kırılgan tabiki de değildim. ben ki bu kadar suskun değildim. ben, ben söyleyeceklerimi söylerken iki kereden fazla düşünüyorum , toplum dayatması. on kere düşün bir kere konuş sözünün beden bulmuş formu gibiyim ama düşündükten sonra simdi buna ne gerek var diyerek vazgeçiyorum. sorunlarım, aşamadıklarımdan mı başlasak? ya da bir dakika lütfen boğulmayın, hiç başlamayalım. ben , ben onları çözerim bir ara. lütfen hayatınızı bunun gibi şeylerle mahvetmeyiniz. O güzel vaktinizi lütfen lütfen tevazuya ne hacet. nasıl olsa yaşıyorum, bunun içeriğinin önemli mi? tabiki de lütfen siz düşünmeyiniz ben hallederim. ama, ama halledebilir miyim? iç sesim sen ne düşünüyorsun bu konuda? çok frensiz bir iç sesim var, acaip çatışıyoruz. ona kalsa kaçıp gitmem lazımmış buralardan hatta yaşamaya bile layık görmüyor beni. benim benden bir düşman gibi nefret emetmemi sağlayan odur. her sabah lanet yine mi uyandın diyerek uyanmak.. bir dakika neden anlatıyorum. kusura bakmayınız kaptırdım kendimi. ama ama denge sorunlarım mevcut. lakin iyileşme kafii değil. Daha ne yapmalıyım? bazı zamanlar, hangi zamanlar olduğunu bende bilmiyorum, garip bir his oluyor içimde. hissi tarif edemiyorum. bir dakika siz bana soru mu soruyorsunuz, lütfen lütfen yormayınız kendinizi. yaşaması gereken biri gibi davranmayın lütfen. kıyılarıma vurmuş olabilir, toplamak sizin değil benim mesuliyetim altında. lütfen lütfen. tabiki de kulaklarınızı tıkayınız, duymamanız sağlığınız için önemli. gözlerinizi de kapayınız. kapadınız mı? bir şey göremiyor musunuz? normal olan bu? orada mısınız? tepki verir misiniz? heyyy !!


Gizli Özne

Güzün gelmesiyle sararmıştı her yer. Üzerine giydiği ince ceket yüzünden metrobüs durağında derinden üşüdüğünü hissetti, müziğe dalmıştı k...