Yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgide var olmakmış yaşamak. sanki gitmek gibi ama bazende kalmak gibiymiş.
hayat "miş" li gemiş zamandan ibaretmiş. Birileri yaşamış aktarmış. Duyumlar üzerine kurulan hayatlarımız olmuş. Hatta gözlememiş farkına varmamışız. Hatta biz kimmişiz, neymişiz, nerdeymişiz bilmemişiz. Sorgulamamışız. Dönemin dayatmasını,aile baskını kabul etmişiz. Sanki biz karar veremez gibi bağımlı yaşamışız. Fark mı etmemişiz, fark etmek mi istememişiz, orasını kimse bilmemiş.
Kendimizi yok sayıp başkaları için yaşamışız. Biz'i bilememişiz. Kendimizi farketmemişiz. İçgörümüz hiç olmamış. Ama insanları çok iyi anladığımızı iddia edip akıl vermeye başlamışız. verdiğimiz akılla insanların hayatlarını ne derece ne yönde etkilediğimizi farketmemişiz. Emin olmuşuz ki "biz mükemmeliz ve dediklerimizle kişilerin süper hayatları oldu" !
Yaşamın anlamını nefes almaktan ibaret zannetmişiz. Ve bize verilen görevlere çok büyük anlamlar yükleyip olmayınca mutsuz olmuşuz. ama sormamışız ki gerçekten onun değeri ne kadar diye. Kaybolmuşuz bazen bu döngünün içinde.
20 Ocak 2014 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Gizli Özne
Güzün gelmesiyle sararmıştı her yer. Üzerine giydiği ince ceket yüzünden metrobüs durağında derinden üşüdüğünü hissetti, müziğe dalmıştı k...
-
Hayatınızın grafiğini çizselerdi nasıl olurdu, hiç düşündünüz mü? Ya da böyle bir şey var deseler inanır mıydınız? Buna cevabın...
-
Bir düşününce, Agah Bey sizce de haklı değil mi? Beyoğlu'nun kalabalıklığından yakınan, Beyoğlu'na a...
-
“Yağmala beni kadın, yüreğinin istediği kadar ! ” –Diye düşünür erkek; kadın yağmalamaz oysa, çalar.. Çocukluğu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder