
Anlaşılma olayını bu kadar iyi becerebiliyorsak, sevgi kelimesini neden icat ettik acaba?
Yaşanılan süreçlerden ne kadar etkileniyoruz? Yaşanılan durumları ne kadar etkiliyoruz ? Ruhsal süreçlerimiz ne kadar iyi, kendimizin ne kadar farkındayız? Bu soruların yanıtlarını düşünüyorum bu aralar. Devinimlerim artıyor galiba. Direnme, çözümleme mekanizmaları devreye giriyor. Ama bir yer geliyor ki, en ufacık bir şey tahammül sınırımızı aşabiliyor. Bardağı taşıran son damla diyoruz, ama bardak dolana kadar sesimizi çıkartmıyoruz. Şimdi burada sorumlu kim? Neden sustuk. Sustuklarımızı yuttuk. Hazmetmeye çalıştık, Çözmek için derin uğraşlar verdik. Kimimiz gitmeyi, kimimiz susmayı, kimimiz çok konuşmayı, kimimiz intiharı çözüm olarak gördü. Denedi, tavsiye aldı, tavsiye etti. Kimimiz çözdü, kimimiz çözemedi Çözülemeyen süreçleri ben banka faizlerine benzetiyorum. Giderek artan. bir zaman sonra dev gibi olmuşlar. Arkamıza dönüp bakamadığımız gibi yürümeye cesarette edemiyoruz. Bazen herşeye cesaretiniz olduğuna inandığınız anda cesareti kaybedersiniz. Ama bu kitap kalem kaybetme gibi değildir. Bir bakmışsınız ki içinizdeki sorunları anlatmak için bile en yakınlarınızdan bir ışık, cesaret yüklemesi bekler olmuşsunuz. Anlaşılamayacağınıza o kadar inanmışsınız ki, bardağın doluşunu sessizce izlemeye başlamışsınız. Bir bakmışsınız ki duygu değişiklikleri, git geller, tutarsız tavırlarla hayatınız çekilmez bir hal alıvermiş. Aslında beklediğiniz şey, bir şeyleri anlatmak için, 'nasılsın, senin neyin var, seni bu hale ne getirdi?' diye bir kaç soru cümleciğidir. O soru cümleleri hiç gelmez. siz sırtınızda artan problemlerle yaşamaya çalışırsınız. Uyku düzeniniz alt üst olur. İştahınız kapanır, iştahını açılır, diyorum ya dengesiz tavırlar, yaşamınızı taciz etmeye devam etmektedir. Aslında istenilen biraz hoşgörü ve anlayış değil midir? Burada bağımlı kişilerden bahsetmiyorum, Bir nesne yada kişi açlığı da değil. Anlaşılmak isteme. Çünkü her insan değerlidir. bunu hissetmek ister,paylaşımcı özelliği de mevcuttur. Hayatında giden iyi yada kötü şeyleri paylaşarak çözümleme yolunda hız kateder.
Unutulmaması gereken bir nokta vardır ki, ne olursa olsun ne yaşarsak yaşayalım, biz kaldırabiliyorsak, karşı tarafta kaldırır. Siz değerlisiniz, siz önemlisiniz. insan olarak en fazla atladığımız ve fedakarlık yapayım derken kendimizi hunharca feda ettiğimiz süreçlerde bunu hatırlamamızın gerektiğiniz düşünmekteyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder